Blood On The Thames, oyuncuları sırlar ve dehşetle dolu gotik, Lovecraftvari bir dünyaya götüren karanlık bir cinayet gizemi oyunudur. Hikâye, Mini’nin kocasının vahşice öldürülmesi etrafında şekillenir. Oyuncu, karmaşık bir komplonun izini sürmeye çalışan bir araştırmacının rolünü üstlenir.
Oynanış, görsel roman öğelerini klasik dedektif mekaniğiyle birleştirir. Oyuncular ipuçlarını toplamalı, ortamları analiz etmeli ve hikâyenin parçalarını birleştirerek gerçeğe yaklaşmalıdır. Her ayrıntı kritik olabilir ve bir ipucunu kaçırmak çıkmaz sokağa götürebilir.
Oyunun önemli bir yönü şüphelileri sorgulamaktır; bu sadece soru sormaktan ibaret değildir, duyguları okumayı ve ifadelerdeki çelişkileri fark etmeyi de gerektirir. Diyaloglardaki her seçim yeni keşiflere yol açabilir veya soruşturmayı yanlış yöne sürükleyebilir.
Blood On The Thames, yas, gizli sırlar ve görünüşte sıradan bir suçun ardında gizlenen doğaüstü güçlerin hikâyesini anlatır. Oyun, oyuncuları hem mantıksal bulmacalarla hem de ahlaki ikilemlerle sınar ve onları gerçek ile kâbus arasındaki çizgiyi sorgulamaya iter.